Sevgili veliler, 10-12 yaş arası çocuklarınız okulda, evde ya da arkadaş ortamında bazen “durmuyor, yerinde oturamıyor, sürekli konuşuyor” diye şikayetler duyuyorsunuz değil mi? Bu davranışlar çoğu zaman hiperaktivite (veya tam adıyla Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu – DEHB) ile ilişkilendiriliyor. Ama işin doğrusu, her hareketli çocuk hiperaktif değildir! Bu yazıda, yanlış bilinenleri düzeltecek, doğru bilgileri basitçe anlatacak ve çocuğunuzun daha mutlu, daha başarılı olması için neler yapabileceğinizi paylaşacağım.
1. Yanlış: “Hiperaktivite sadece erkek çocuklarda görülür.”
Doğrusu: Kız çocuklarında da hiperaktivite var, ama belirtileri farklı olabiliyor. Erkek çocuklar genelde koşup zıplarken, kızlar daha çok içine kapanık, dalgın veya aşırı konuşkan görünebiliyor. Bu yüzden kızlarda teşhis daha geç konuyor.
2. Yanlış: “Çocuk tembel, yaramaz, sadece disiplin eksikliği var.”
Doğrusu: Hiperaktivite bir beyin işleyiş farklılığı. Çocuğunuz isteyerek yapmıyor. Beyindeki dopamin ve norepinefrin gibi kimyasallar dengesiz çalıştığı için dikkatini toplaması, dürtülerini kontrol etmesi zorlaşıyor. Bu bir karakter sorunu değil, tıbbi bir durum.
3. Yanlış: “Büyüyünce geçer, zamanla düzelir.”
Doğrusu: Evet, bazı belirtiler ergenlikte hafifleyebilir ama tedavi edilmezse öğrenme güçlüğü, özgüven kaybı, arkadaşlık sorunları gibi uzun vadeli etkiler bırakabilir. Erken müdahale çok önemli!
4. Yanlış: “Şekerli gıda veya ekran hiperaktiviteyi tetikler.”
Doğrusu: Şeker veya telefon doğrudan hiperaktiviteye neden olmaz. Ama şekerli gıdalar kan şekerini ani yükseltip düşürdüğü için geçici hareketlilik artışı yaratabilir. Ekran ise uyku düzenini bozarak belirtileri kötüleştirebilir. Yani sebep değil, tetikleyici olabilir.
5. Yanlış: “İlaç vermek çocuğu zombi gibi yapar.”
Doğrusu: DEHB için kullanılan ilaçlar (örneğin metilfenidat) doktor kontrolünde verildiğinde, çocuğun dikkatini toplamasını sağlar ve aslında daha sakin, daha mutlu olmasına yardımcı olur. Yan etki olabilir ama çoğu çocukta iyi tolere edilir. İlaç tek çözüm değil; terapi, düzen ve destekle birlikte kullanılır.
Peki Hiperaktivite Belirtileri Neler? (10-12 Yaşta)
Çocuğunuzda şu davranışlardan birkaç tanesi sık sık oluyorsa, bir uzmana danışmak iyi olabilir:
- Ders dinlerken sık sık pencereden dışarı bakıyor, hayal kuruyor.
- Ödevlere başlaması çok uzun sürüyor, yarım bırakıyor.
- Sırasını bekleyemiyor, arkadaşlarının sözünü kesiyor.
- Eşyalarını sürekli kaybediyor (kalem, defter, mont…).
- Küçük seslere, ışığa aşırı tepki veriyor veya hiç duymuyor gibi.
- Duygularını kontrol etmekte zorlanıyor (ani öfke, ağlama).
Not: Bu davranışlar bazen sadece “çocukluk” da olabilir. Teşhis için en az 6 ay boyunca, farklı ortamlarda (ev-okul) görülmesi gerekir.
Evde ve Okulda Ne Yapabilirsiniz?
- Düzen Kurun: Her gün aynı saatte yatma, kalkma, ödev saati olsun. Takvim veya renkli hatırlatıcılar kullanın.
- Kısa Görevler Verin: “Odanı topla” yerine “Oyuncaklarını kutuya koy” deyin.
- Hareket Molası Verin: Ders aralarında 5 dakika zıplama, esneme yaptırın. Enerjisini atsın.
- Pozitif Dil Kullanın: “Çok gürültü yapıyorsun” yerine “İç sesini kullanalım mı?” deyin.
- Öğretmenle İş Birliği Yapın: Sınıfta ön sırada otursun, ödevler yazılı verilsin, ek süre tanınsın.
- Uyku ve Beslenmeye Dikkat: Günde 9-11 saat uyku, omega-3 içeren balık, ceviz, yumurta gibi gıdalar faydalı olabilir.
Ne Zaman Uzmana Gitmelisiniz?
- Notları birden düşüyorsa,
- Arkadaşları tarafından dışlanıyorsa,
- “Ben aptalım, yapamıyorum” gibi cümleler kuruyorsa,
- Aile içinde sürekli çatışma varsa…
Çocuk psikiyatristi veya çocuk nörologu ile görüşün. Tanı için öğretmen gözlemi, aile görüşmesi ve bazen testler yapılır.
Son Söz
Hiperaktivite bir “eksiklik” değil, farklı bir öğrenme ve yaşama tarzı. Einstein, Mozart, Michael Phelps gibi birçok başarılı insan DEHB tanısı almıştı. Çocuğunuzun potansiyelini ortaya çıkarmak sizin elinizde. Sabır, sevgi ve doğru bilgiyle hem o hem siz daha huzurlu olacaksınız.
Unutmayın: Her çocuk özeldir. Hiperaktif olsa da olmasa da, sizin sevginiz onun en büyük ilacı.
Sorularınız olursa okul rehber öğretmeninize veya bir uzmana çekinmeden danışın. Sevgiyle kalın, Sağlıklı ve mutlu yarınlar dilerim.
Leave a comment